26 Kasım 2015 Perşembe

1984 (George Orwell)

   2+2=5 eder mi ? Eder aslında, nasıl mı ? Dayatmayla, zorlamayla bağlılıkla. Her an izlendiğimizi düşünelim. Her hareketimizin hatta kendinizi en yalnız hissettiğiniz burada  güvendeyim dediğiniz anı. Aslında yalnız olmadığınızı ve birileri tarafından izlendiğinizi. Bir adım daha ileri gidelim. Kafanızın içinde gezinen herhangi bir düşüncenin bilindiğini takip edildiğini. Özgür müyüz ? Asla ! 
      George Orwell'in mükemmel ötesi Distopik kitabı 1984 tam da bunu anlatıyor. Şu an ne kadar özgürüz bir düşünün. Sadece kafamızın içinde değiller (daha). Dışarı çıktığımızda her tarafa yerleştirilmiş onlarca video kamera. Sivil halde aramızda gezenler. Diğerleri. Bizleri bir şeylerin parçası yapmaya zorlayanlar. George Orwell'in bu kitabını okurken bu adam geleceği görmüş diyeceksiniz. Tüyleriniz diken diken olacak. Kabuklardan sıyrılıp, perdeleri yırtarak o dünyadan çıkmak isteyeceksiniz. Belki çok uzaklara gideceksiniz ama unutmayın hep arkamızdalar. Özgürlük uzaklarda mı yoksa aklımızın içinde mi? 
    Konusu totaliter bir partinin tek başına yönettiğini bir halkı ele almaktadır. Korkuyla, yaptığı propagandalarla insanları nasıl yönettiği adeta kafalarının içine girdiği bir yönetimi anlatıyor. İleri giderek yanlış bildiğimiz en ufak ayaklanmayı beyin yıkama yöntemleriyle kendi doğrularını ezberletiyor. Büyük Birader ise kimsenin görmediği fakat herkesin onun yolundan giden bir lider olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin okumasını düşündüğüm bu yüzden tavsiye ettiğim bir kitap.

 Şimdi tekrar soruyorum  2+2=4 mü ?
Filminden bir kare



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder